Etiket arşivi: Tezyinat

Molla Çelebi Camii Tezyinatı ve Cami Mihrabının Restorasyonuna Dair Öneriler

Yer aldığı Fındıklı semtinin adıyla da anılan söz konusu cami, 16. yüzyıl ulemasından, “Molla Çelebi'” lakaplı İstanbul Kadısı Mehmed Vusulî Efendi tarafından inşa ettirilmiştir. Tasarımı Mimar Sinan’a ait olan caminin inşa tarihi tam olarak bilinmemekte, ancak farklı araştırmacılar tarafından 1561’den 1589’a kadar uzanan zaman diliminde değişik tarihler önerilmektedir. İstanbul’daki hemen her tarihi yapı gibi, zaman içinde çevresindeki yangınlarda ve depremlerde hasar gören cami birçok onarım geçirmiş, bu arada içerdiği kalem işleri de yenilenmiştir. Yapıdaki en son kapsamlı restorasyon 1958-1959 tarihlidir.

Bu onarım sırasında gerçekleştirilen, üst örtü ve taşıyıcı mimari ögelerin yüzeylerinde klasik üsluba öykünen, oldukça yoğun bir kalemişi bezeme mevcut idi. 1958- 1959 tarihleri arasında uygulanan bezeme kompozisyonunu kısaca ifade edecek olursak;

Molla Çelebi Camii, üst örtü ve taşıyıcı sistem yüzeylerinde yer alan kalemişi bezemeler, 2013

Ana kubbe ve eteklerinde kalem işi bitkisel karakterli motifler tüm kubbe eteğini dolaşmakta, kubbeye doğru yükselmektedir. Ana kubbenin merkezinde ise koyu yeşil zemin üzerine yuvarlak formlu bir çerceve içerisinde zerendud teknik ile sülüs yazı Kur’an-ı Kerim’den ayet yazılan hüsn-ü hat yer alır. Yazıyı çevreleyen ince sarmal ve etrafında ortabağ rumiden çıkan simetrik dallar ve stilize çiçek motifli geçmelerden oluşan bir bordür çevresinde yine rumi  dal ve hatai bezemeler yer alır ve ana göbek on altılı simetrik bölmeli kompozisyon şemse, salbek ve tığlarla kubbe eteğine doğru uzanır. Kubbe eteklerinde kanatlı, sarılma, ayrılma ve tepelik rumilerle oluşturulan kompozisyon, hemen altında rumi geçme bordürler, ve stilize çiçek ve dal rumilerden oluşan bordürle çevrelenmiştir. Kubbe kasnaklarında; pencere aralarında şemseler ile duvar yüzeyleri bezenmiştir. Pencere kenarları ve kubbe kasnağını dolaşan yekpare kıvrık hançeri yapraklar, stilize bitki ve tomurcuklarından sarma bir kompozisyondan oluşan bordürle kuşatılmıştır. Yine bu bordürü çevreleyen ve kasnağı sonlandıran iki yaprak ortada stilize lale motifinden oluşan bezeme kuşağı yer alır. Kubbede kullanılan kalemişi kompozisyonlarda kullanılan hakim renkler ; oksit sarı zemin üzerinde gelişen bezemelerde çivit mavi, kırmızı, ve beyaz renklerdir.

Kubbeye geçiş elemanlarında ise pandantiflerde madalyon formlu panolar içerisinde siyah zemin üzerinde altın varaklı ‘’Allah ve Muhammed’’ lafızları, Cihar-ı yar-i güzin’’ adları celi sülüs yazı ile yazılmıştır. Madalyon panoların çevresini mavi ve beyaz rengin ağırlıklı olduğu geçmeli rumi motiflerinden oluşan bir bordür kuşatmaktaydı. Pandandif yüzeyinde merkezden üçgen köşelere açılan ortabağ rumiden çıkan dallar simetrik kullanılmış; ayrılma rumi kullanılıp tepelikli rumi ile kompozisyon sonlandırılmıştır. Yine aslan göğsü yüzey hatlarını çevreleyen geçme bordür ise stilize çiçek ve rumi motiflerle oluşturulmuştur.

Allah lafzının yazıldığı güneybatı da yer alan pandandif (aslan göğsü), 2013

Beş yarım kubbeyi destekleyen sivri kemerler yan yana sıralanmış içi rumilerle bezeli iri palmet motiflerinin dış kenar oluşturduğu bir kenar bordürü ile süslenmiştir. Kemer kavsaraları üç rumi şemse ve kemer bitimleri ise yarım şemse motifli kompozisyonla bezenmiştir. Rumi şemse, uzun, ucu sivri ve kıvrık yapraklardan meydana gelmiş biçimdedir. şemse; ortabağ rumilerin ucunda açılan dendanlı rumi ve uçlarda tepelik rumi ile sonlanır. Rumi formu zemin rengi ile motifin içi renklendirilmiştir. Şemselerin arasında kalan eğik yüzeyde nefti zemin üzerinde rumi dalları yer alır.

Ana kubbeyi taşıyan kemerler
Kemer kavsaralarındaki rumi şemseler

Yarım kubbelerde bezeme kompozisyonları mihrap kubbesi dışında aynıdır. Mihrap kubbe merkezi motifi; ara bağlar, tepelikli rumi ve sarılma rumiler kıvrılıp dallanıp birbirinin içinden geçerek göbek etrafında dairesel bir kompozisyon oluşturup klasik özelliğini korumuştur. Bu bezemenin etrafını çift zencirek kuşatır. Çift zencireğin etrafında ise klasik hatai motifi ve simetrik bitkisel formlardan oluşan bezeme mevcut olup bu bezemenin etrafını yine çift zencirek kuşatır. Çift zencireğin etrafında tekrarlanan bitkisel bezeme ile dairesel form sonlanıp ortabağ rumiden çıkan simetrik dallar ve bitkisel motiflerle tasarlanan kompozisyon, tepelikli rumi ile sonlandırılıp mavi, kırmızı şerit şeklinde bordür oluşturur.

Yarım kubbenin eteklerinde basık kemerli pencerelerin aralarında rumi ve hatai bezemeli şemseler yer alır. Hemen altında basık kemerli yarım kubbe pencerelerinin etrafını ve kubbe eteğini dolaşan mavi zemin üzerinde  beyaz kırmızı renkte bitkisel üsluplu bordür yer alır.

Molla Çelebi Camii yarım kubbeleri
Molla Çelebi Camii yarım kubbeleri

Diğer yarım kubbelerde; kubbe merkezinde; ara bağlar, sarılma rumiler kıvrılıp dallanıp birbirinin içinden geçerek göbek etrafında dairesel bir kompozisyon oluşturmuştur.Bu bezemenin etrafını zencirek kuşatır. Zencireğin etrafını bitkisel formlu bordür, etrafını yine simetrik bitkisel motifli bordür kuşatıp son olarak zencirek bordürün tekrarlanması ile dairesel kompozisyon sonlanır. Dairesel kompozisyonun etrafını yan yana sıralanmış içi rumilerle bezeli iri palmet motiflerinin dış kenar oluşturduğu bir kenar bordürü ile süslenmiştir. Kubbe etekleri yine simetrik dış kenarlı tepelikli rumilerle oluşturulan bezeme ile sonlanır. Basık kemerli kubbe pencerelerinin etrafında mihrap kubbesindekiler gibi pencere etrafını ve  kubbe eteğini dolaşan mavi zemin üzerinde  beyaz-kırmızı renkte bitkisel üsluplu bordür yer alıp bu bordür tromp kemerlerini de dolaşır. Tromp kemerlerinin birleştiği yerlerdeki üçgenlerde merkezden üçgen köşelerine açılan ortabağ rumiden çıkan dendanlı,kanatlı,sarılma rumi, dallar simetrik kullanılmış, yine ayrılma rumi kullanılıp tepelikli rumi ile de kompozisyon sonlandırılmıştır.

Yapının kuzeyinde yer alan mahfilde ise, kuzey duvarı ve serbest olarak duran iki paye arasında bulunan açıklık iki yanda birer yarım tonoz, ortada ise payeleri birleştiren sivri kemerin diğer kemerlere göre daha geniş alınmasıyla kapatılmıştır. Kemer içini dolduran duvar yüzeyi revzenlidir. Diğer kemerlerden daha geniş alınan kemerin kavsarası kenarları penç, hançer gibi bitkisel motifli bordür ile çevrelenip ortasında yine simetrik çiçek ve dal motifli bordürle bezenmiştir. Bezemelerdeki hakim renkler, mavi, kırmızı, beyaz olup tamamlayıcı renk neftidir.

Molla Çelebi Camii kadınlar mahfili
Kadınlar mahfilinde giriş aksında yer alan kemer kavsarasının bezemeleri, 2013

2013- 2016 Restorasyon kapsamında gerçekleştirilmiş olan raspalarda, camide iki kalemişi tabakası tespit edilmiştir: 1958-1959 restorasyonu öncesinde, horasan sıva üzerine uygulanmış olan ve “1. Dönem” olarak adlandırılan tabaka; 1958- 1959 restorasyonunda çimento sıva üzerine uygulanan ve “2. Dönem” olarak adlandırılan tabaka. Yapının taşıyıcılarında (duvarlarında) ve üstyapıyı oluşturan mimari ögelerde (merkezi/ana kubbe, kemerler, yarım kubbeler, pandantifler ve kasnaklar) yapılan tespitlere dayanarak, kalemişi tezyinatına ilişkin restorasyonu konusunda dikkate alınan kriterleri şu şekilde sıralayabiliriz:

Molla Çelebi Camii, Kalemişi Tezyinatı raspa çalışmaları, 2014

Molla Çelebi Camii’ nin 1958- 59 onarımında yapılan klasik dönem üslubunu yansıtan kalem işi bezemelerinin nasıl bir düzen ve motif tercihiyle yapıldığı bilinmemektedir. Çalışmalar sırasında alt katmanda ortaya çıkan ve 1. dönem muhtelif kalem işi tezyinatı bu konudaki fikrimizi pekiştirmiştir. Kubbe göbeği çevresi ile kasnak ve diğer bazı noktalarda raspa sonucu açığa çıkan bu bezemeler uygulamanın da seyrinin değişmesine yol açmıştır. Dolayısıyla doğru müdahale kararlarının verilebilmesi için uygulama öncesinde analiz-tespit ve rölöve – restitüsyon çalışmaları yapılmıştır.

Yapıda ki kalem işi restorasyon programı içerisinde ki uygulamaları genel olarak ifade edecek olursak;  

Yapının restorasyon öncesi mevcut kalemişi bezemeleri klasik dönem üslubunu yansıtarak, caminin üst kot iç yüzeylerinde boşluk bırakmayacak bir yoğunlukta uygulanmış olup, nasıl bir düzen ve motif tercihiyle yapıldığı bilinmemektedir.Eserin onarımında tezyini imalatlara başlanmadan önce yapının her noktasına kolaylıkla ulaşılabilmesi için metal iskeleler ve çalışma platformları kuruldu. Ana kubbede yapılan ön tespit çalışmalarının sonucunda öncelikli olarak çatlakların ve çevresindeki bezemelerin rölöve çalışmaları yapıldı. Bu alanlarda ikinci dönem mevcut bezemenin altında daha önceki dönemlere ait herhangi bir veri olma olasılığı nedeni ile kalemişi araştırma badana ve sıva raspası yapıldı. Bu çalışmalarda kubbe iç yüzeyinde sıva raspasında lokal olarak iki ayrı sıva (horasan ve yoğunluklu niteliksiz çimento olmak üzere) ile bu sıvalar üzerine yapılmış farklı malzeme ve işçilik gösteren bezemelerin bulunduğu anlaşıldı. Türk üçgenlerinde, yarım kubbelerde, pencere kenarlarında ve kemer yüzeylerinde yapılan raspa çalışmalarında klasik dönem kopyası kalem işlerinin yakın dönemde çimento sıva üzerine yapıldığı tespit edilmiş ve bunlar mevcut yüzeylerden alınarak,yapıdan uzaklaştırılmıştır. Çalışmalar sırasında genel olarak kubbe göbeği çevresi ile kasnak ve diğer bazı noktalarda karşılaştığımız bezemeler uygulama seyrinin de değişmesine yol açmıştır.

Eserde, daha önceki dönemlerde yapılan onarım çalışmalarının oldukça tahripkar olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla çimento sıva üzerine yapılan son dönem kalemişi onarımlardan çıkarılan bulgular değerlendirilerek, uygulama felsefesindeki yanlışlıklar ortaya konulmuştur. Molla Çelebi Camii’nde kubbe iç yüzeyinde yapılan araştırma raspaları sonucunda, dönemine paralel olarak orijinal kalabilmiş kalemişi tezyinin, niteliksiz onarım sonucunda oldukça az yer kapladığı tespit edilmiştir.

Raspa sonrası ana kubbede 16.yy örneklerine benzeyen celi sülüs göbek hat yazısının ve çevresindeki klasik rumi bordür kompozisyonun korunmasına karar verildi. Yine kubbenin kasnak yüzeyinin pencere aralarında yapılan raspa çalışmalarında klasik üslubun son dönemlerini yansıtan şemse motifi tespit edilirken, kubbe eteğinde ise, yine aynı döneme tarihlenen ve kubbe eteğini çevreleyen rumi bordür kuşağı açığa çıkarılmış ve bu bezemelerin motif ve renk uyumu analiz edilip, kompozisyonun konsolidasyonu aslına uygun olarak gerçekleştirildi.

İlk olarak çimento sıvanın alındığı yüzeyler, özgün harç analizine göre terkibi hazırlanan numuneye uygun olarak horasan sıva ve ince sıva ile sıvanmıştır. Daha önce harim bölümünde ifade ettiğimiz üzere özgün sıvalara konsolidasyon, mikroenjeksiyon yöntemi ile yapılmıştır.

Ayrıca Danışma Kurulu ve Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü kontrolleri ile şantiyede yapılan toplantılar sonucunda kalemişi bezeme kompozisyonunun dönem restitüsyonları, renk analizi ve karakterizasyonu, malzeme ve yapım tekniği, konservasyon önerileri, müdahale yöntemleri projelendirilip, ilgili kurula sunularak, onay alınmıştır.

Son cemaat mahalinin nakışsız kubbelerine ise, alınan kararlar doğrultusunda kubbe etekleri ve göbeğine iç mekanın kalemişi üslubunu devam ettiren bezemeler nakş edilmiştir.

2013-2017 restorasyonu kapsamında yapının tüm kalemişi bezemelerinde kullanılan malzeme, teknik, renk ve tonların hakimiyeti raspa sonucu alt katmanda çıkan dönemin özgün desenleri göz önüne alınarak şekillenmiş ve kalemişi bezeme kompozisyonu Mimar Sinan dönemine uygun olarak sade ve yalın bir düzenleme ile tatbik edilmiştir. Bezemelerde genel olarak kullanılan renkler beyaz zemin üzerine lacivert ve aşı kırmızısıdır

Ana kubbe eteğinde raspa sonucu açığa çıkarılan rumiler ve bitkisel formlu kuşaklar, 2013-2016.
Ana kubbe eteğinde raspa sonucu açığa çıkarılan rumiler ve bitkisel formlu kuşaklar, 2013-2016.
Ana kubbe eteğinde raspa sonucu açığa çıkarılan rumiler ve bitkisel formlu kuşaklar, 2013-2016.
Ana kubbe eteğinde raspa sonucu açığa çıkarılan rumiler ve bitkisel formlu kuşaklar, 2013-2016.
Ana kubbe kasnağında raspa sonrası açığa çıkan şemse motifi ve restorasyon sonrası görünümü, 2013-2016.
Ana kubbe kasnağında raspa sonrası açığa çıkan şemse motifi ve restorasyon sonrası görünümü, 2013-2016.
İç mekân tezyinat sıvası çalışmaları, 2013-2015.
İç mekânda kalemişi çalışmaları, 2015.

İç mekânda kalemişi çalışmaları, 2015.
Molla çelebi camii, 2013- 2016 restorasyon sonrası kalemişi tezyinatı

Molla çelebi camii, 2013- 2016 restorasyon sonrası kalemişi tezyinatı

Ana Kubbe: Ana kubbenin merkezindeki yuvarlak göbekte yer alan, 2. Döneme ait, koyu yeşil zemin üzerine zerendud tekniğiyle yazılmış sülüs hatlı ayet kompozisyonu, aynen korunmuştur. Ancak yapılan raspa sonucunda ortaya çıkan, I. Döneme ait, kubbenin göbeğini kuşatan rumi dolgulu palmet kuşağı, kubbe eteğinde buna benzer diğer kuşak, bunların arasında da, ışınsal düzende yerleştirilmiş rumi dolgulu şemseler, özgün desen ve renkleri dikkate alınarak restore edilmiştir.

2. dönem Ana kubbe göbek yazısı ve bezeme kompozisyonu, 2013
1. dönem ana kubbe bezeme bordürleri ve 2. dönem göbek yazısı, 2016

Ana Kubbeyi Taşıyan Kemerler:Ana kubbeyi taşıyan yedi adet büyük kemerde 2. Döneme ait, klasik üsluba öykünen kalem işlerinin altında, özgün kesme taş örgü ortaya çıkarılmış ve restorasyonda bu kesme taş dokunun korunması uygun görülmüştür.

Taşıyıcı kemerler, restorasyon öncesi, 2013
Taşıyıcı kemerlerin restorasyon sonrası görünümü, 2016

Yarım Kubbeler:Yarım kubbelerde 2. Dönemden geriye giden tabakaya ulaşılamamıştır. Bu yüzeylerde, yarım kubbelerin merkezine, yarım daire biçiminde, palmet dizisiyle kuşatılmış, rumi dolgulu bezeme grupları uygulanmıştır.

Yarım kubbelerin restorasyon öncesi kalemişi bezemeleri, 2013
yarım kubbeleri restorasyon sonrası kalemişi bezemelerinin görünümü, 2016

Pandantifler: Pandantiflerde 2. Döneme ait çimento sıvanın gerisinde özgün tabakaya ulaşılamamıştır. 2. Dönemde uygulanmış olan ve klasik üsluba uygun, rumilerden oluşan kalem işi tezyinat, ayrıca pandantifleri kuşatan rumi, bordür, bazı ayrıntılar düzeltilmek koşuluyla tekrar edilmiştir. Ayrıca pandantiflerin merkezinde, yuvarlak çerçeveler içinde, siyah zemin üzerine zerendûd tekniğiyle işlenmiş, sülüs hatlı “Allah, Muhammed ve Dört Halife” yazıları da korunmuştur.

Pandandifler, restorasyon öncesi, 2013
Pandantifler, restorasyon sonrası, 2016

Ana Kubbe Kasnağı: Ana kubbenin kasnağında, çimento sıvanın altında, 1. Döneme ait, rumilerden oluşan bir şemse örneği tespit edilmiştir. 2. Dönemde, çimento sıva üzerine bu şemse esas alınarak, boyutlar, oranlar ve ayrıntılar deforme edilerek, benzer şemseler yapılmıştır. Raspa sonucunda bulunan 1. Döneme ait şemse, pencere aralarında yer alacak şekilde uygulanmıştır.

Söz konusu kasnağın alt sınırında bir adet bordür bulunmaktadır. Burada uygulanan raspa sonucunda 1. Döneme ulaşılamamıştır. Bu bordürün iptal edilmesi ve fıletolarla yetinilmesi uygun görülmüştür.

Ana kubbe kasnağı kalem işi bezemesi, restorasyon öncesi, 2013
Ana kubbe kasnağı kalem işi bezemesi, restorasyon sonrası, 2016

Ana Kubbe ve Yarım Kubbelerdeki Pencerelerin Çevresi: Ana kubbe ve yarım kubbelerdeki pencerelerin çevresindeki kalem işi bordürlerde 2. Döneme ait çimento sıvanın gerisinde özgün tabakaya ulaşılamamıştır. Pencerelerin çevresine iki fileto yapılması kararlaştırılmıştır. Bunlardan dıştaki dikdörtgen, içteki ise pencerenin hattını izlemiştir.

Ana kubbe pencereleri ve yarım kubbe pencerelerinin kalemişi kenar bezemeleri, restorasyon öncesi, 2016
Ana kubbe pencereleri ve yarım kubbe pencerelerinin kalemişi kenar bezemeleri, restorasyon sonrası, 2016

Harim/Beden Duvarları: Harim/beden duvarlarındaki pencerelerin çevresinde 2. Döneme ait kalemişi bordürler bulunmaktadır. Duvarların sıvası raspa edildiğinde, özgün kesme taş örgüye ulaşılmıştır. Klasik döneme ait pek çok başka yapıda olduğu gibi, söz konusu örgünün korunması sağlanmıştır.

Harim duvarları ve pencere kenarlarının kalem işi bezemeleri, restorasyon öncesi, 2013
Harim duvarları ve pencere kenarlarının kalem işi bezemeleri, restorasyon sonrası, 2016

Son Cemaat Yeri Revakının Kubbeleri:

 

1958-1959 restorasyonunda, mimari izlerden hareketle ihya edilmiş olan son cemaat yeri revakının kubbelerinde doğal olarak özgün kalemişi tabakasına (1. Döneme) ulaşmak söz konusu olamamıştır. Bu kubbelerde ve bunlara geçişi sağlayan pandantiflerde, harimin ana kubbesinde uygulanan bezeme programının, sadeleştirilerek ve bezemeyi oluşturan öğeler küçültülerek uygulanmasına karar verilmiştir.

Son cemaat mahalli, restorasyon sonrası, 2016

Mihrap:Mihrap nişinde yapılan raspalar sonucunda uygulamalarının yapılması tavsiye edilen çalışmaları sıralarsak: Mihrap nişinin mevcut planı ve sıvalı yüzeyi, mukarnaslı  kavsara kısmının korunması sağlanmıştır.Duvardaki sıvalar kaldırıldığında mihrap nişinin üzerinde, duvar dokusu içinde yer alan taş örgülü hafifletme kemerinin ve içindeki dolgunun kısmen mihrabın üzerinden göründüğü fark edilmiştir. Diğer taraftan, Osmanlı dönemine ait bütün mescit ve camilerin mihraplarında yer alan ayet kitabesinin olmaması da dikkati çekmiştir. Bunlardan hareketle mihrabın üzerine, mermerden mamul, sülüs hatlı bir ayet kitabesinin yerleştirilmesinin uygun olacağı;levhada, Osmanlı coğrafyasında en çok kullanılan, Bakara Suresi 149. âyetinin (fe velli vecheke şatral mescidil harâm) yer almasının uygun olacağı düşünülmüştür.

Restorasyon öncesi , 2013
Restorasyon sonrası mihrap, 2016

İçlik Pencereler:2. Döneme ait mevcut içlik pencerelerle duvar dokusu arasında, sıva tabakası kaldırıldığı için 4-5 cm eninde bir boşluk ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bu elemanlarda yıpranma gözlenmiştir. Elde, 1. Döneme ait veri bulunmadığı için, yeni yapılacak pencerelerde mevcut pencerelerdeki kompozisyonun korunmasının yerinde olacağı kanaatine varılmıştır. Bu arada, mihrabın üzerinde yer alan ve diğerlerinden daha özenli bir işçilik sergileyen üç adet içlik pencerenin korunması ve etraflarına pervaz çekilerek, duvarla aralarındaki boşluğun kapatılması doğru bulunmuştur.

Mihrabın, müzeyyen içlikleri, 2013
Mihrabın müzeyyen içlikleri, 2016

 

Bursa’dan Manastır’a cami tezyinatı desteği

 

Bursa’dan Manastır’a cami tezyinatı desteği

Manastır İshak Çelebi Camii’nin Çihâr-ı Yâr-ı Güzîn yazıları özelinde Bursalı hattat Feride Ateştepe Altun ile görüştük

İbrahim Ethem Gören/ Dünya Bülteni

Bursalı sanatkârlar Manastır İshak Çelebi Camii’nin yazılarını camaltı tekniğiyle fisebilillah hazırladı…

‘Camın kaygan zemini  ve cam boyasının akıcı bir kıvamda olması işimizi daha da zorlaştırdı. Biz hattatlar için aharlı kâğıda yazmak tabi ki daha rahat oluyor.’

Anadolu ustalarının el ve göz nurlarının ürünü camaltı sanatı ürünleri geçmişte olduğu gibi gününüzde de duvarlarımızı tezyin etmeye devam ediyor. Daha çok dini mimari tezyinatında kullanılan camaltı sanatı stilize çiçeklerden şahmeran tasvirlerine; Zülfikar betimlemelerinden Çihâr-ı Yâr-ı Güzîn yazılarına kadar oldukça geniş temalar üzerinden sanat sevdalılarına camın müşfik yüzüyle selam veriyor.

Günümüzde son ustalarının elinde hayatiyetini sürdüren camaltı sanatı üzerine, Manastır İshak Çelebi Camii’nin Çihâr-ı Yâr-ı Güzîn yazıları özelinde Bursalı hattat Feride Ateştepe Altun ile görüştük.

MANASTIR İSHAK ÇELEBİ CAMİİ

İshak Çelebi Camii Manastır’ın merkezine Miladi 1506-1507 yıllarında şehrin kadısı İshak Çelebi tarafından inşa ettirilmiş. Osmanlı dini mimarisinin klasik özelliklerini haiz olan ibadethane tarih boyunca birçok kez onarım görmüş. Osmanlı camileri, Türkiye’deki örnekleri gibi Avrupa’da da külliye şeklinde inşa edilmiş. İshak Çelebi Camii, daha doğrusu külliyesi vaktiyle medrese, zaviye, mektep ve kütüphaneden teşekkül etmiş. Günümüze devasa külliyeden sadece miras olarak kalabilmiş. Tarihi cami şu anda TİKA’nın destekleriyle restore ediliyor.

29 Mayıs 2015 tarihinde hizmete açılması planlanan cami kare plana sahip ve tek kubbe ile örtülü. İç tezyinatında 19. yüzyıla ait kalem işi tekniğinde stilize çiçek motifleri kullanılmış.

Feride Hanım önce sanatı, hattı sorayım. Hüsn-i hatla birlikteliğiniz nasıl başladı? Hocanız kimdir?

Hüsn-i hat sanatına 2009 yılında hocam Hattat Mahmut ŞAHİN’den rika, sülüs ve nesih dersleri alarak başladım. 2012 yılında icazet almaya hak kazandım. 2014 yılında Kültür Bakanlığı sanatçısı ünvanını aldım. Halen hocamdan talik dersleri almaktayım. Sanat çalışmalarımı üyesi olduğum Şabaniye Tekkesi Bab-ı Nun Gelenekli Sanatlar ve Kültür Derneği’nde sürdürüyorum.

CAMİ VE MESCİDLERE FİSEBİLİLLAH ESER HAZIRLIYORLAR

Şu anda neler yapıyorsunuz? 

Atölyemizde hocamızın gözetiminde hattat arkadaşlarımla birlikte sergi projelerimizi yürütüyoruz. Ayrıca camilere, tekkelere ve özel koleksiyonlara eserler hazırlıyoruz.

Şabaniye Tekkesi dediniz… Şabaniye Tekkesi’nin Bursa’da öz sanatlarımıza yönelik ne gibi bir misyona sahip?

2011 yılında Büyükşehir Belediyesi tarafından derneğimize tahsis edilen bu tarihi mekanda hat, tezhip, ebru ve musiki dersleri verilmektedir. Son yıllarda geleneksel sanatlara olan ilgi oldukça arttı. Bu durum güzel bir gelişme gibi görünse de maalesef birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. İşin ehli olmayan kişilerin elinde bu sanatlar yanlış noktalar gitme tehlikesiyle karşı karşıya. Şabaniye Tekkesi’nde klasik sanatlarımızın hepsi alanlarında usta olan hocalar tarafından geleneksel yöntemlerle öğretilmektedir.

Manastır İshak Çelebi Camii’nin yazı takımlarını cam altı tekniği ile hazırladınız? Camaltı tekniği hakkında bilgi verir misiniz?

Camaltı sanatı, Osmanlı Devleti’nden günümüze kadar gelmiş geleneksel sanatlarımızdan biridir. Camaltı tekniğinin en önemli özelliği eserin camın arka yüzüne tersten yapılıyor olmasıdır.

HÜSN-İ HAT İLE CAMALTI ARASINDA ÇOK FARK VAR

Hüsn-i hat daha çok kâğıt zeminlerin üzerinde tatbik ediliyor. Burada cam üzerine çalıştınız? Kâğıt üzerinde çalışmakla cam üzerinde çalışma arasında ne gibi farklılıklar/benzerlikler var?

Manastır İshak Çelebi Camii cihar-ı yar-i güzîn yazılarını camaltı tekniğinde hazırladık. İki sanat arasında çok fark var. Yazıyı tersten yazmak çok zor oldu. Camın kaygan zemini  ve cam boyasının akıcı bir kıvamda olması işimizi daha da zorlaştırdı. Biz hattatlar için aharlı kâğıda yazmak tabi ki daha rahat oluyor.

Şabaniye’de pek çok camiinin yazılarının el ve gönül birlikteliğiyle fisebilillah hazırlandığını biliyoruz. Kolektif bir çalışmaya imza attınız. İshak Çelebi Camii’nin yazılarına kimlerin eli değdi? Ne kadar zamanda camaltı çalışmaları tamamlandı?

Camaltı yazılarını altı hanım hattat ve bir müzehhib arkadaşımla birlikte hazırladık. Talia Sonsaat, Beytinaz Kükrek, Nurşen Karahasanoğiu, Elif Yeşilırmak, Semra Güler ve Müzehhib Elif Birkan ile yoğun bir çalışma sonucunda yazıları bir hafta içinde tamamladık. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim.

Bir camaltı yazısının camın kesilmesinden boya alımına, tasarımından duvar levhası haline gelinceye kadar geçirdiği serüveni anlatır mısınız?

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Birliği’nden (TİKA) Erhan Uludağ Beyefendi hocam Mahmut Şahin aracılığıyla bizimle irtibata geçti. Biz de cami yazılarına olan hassasiyetimizden ötürü seve seve yazacağımızı kendilerine bildirdik. Öncelikle yazıların orijinallerine yakın olması için elimizden geldiğince çaba gösterdik. Mevcut eserlerin renkleri solmuş ve camları kırılmıştı. Bulduğumuz zemin renginin orijinal rengine yakın olabileceğini düşündük. Camlarımızı orijinal ölçülerde kestirdikten sonra, geriye yazma işi kaldı ve özverili, güzel ve zevkli bir ekip çalışmasıyla eserleri tamamladık.

HÜSN-İ HAT İSLÂM ALEMİNİ BİRLEŞTİREN UNSURLARDAN BİRİDİR

Son olarak okuyucularımıza öz sanatlarımıza dair neler söylemek/Bursa’dan nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?

Hüsn-i Hat sanatı İslam âlemini birleştiren, birbirine bağlayan bir unsurdur. Nereye gitseniz, nereye dönseniz tanıdıktır. Hüsn-i hat Kur’an-ı Kerim’in manadaki kadar görsel güzelliğini de ortaya çıkarır. Biz de geleneksel sanatlarımızı yeni nesillere sevdirmenin, üstadlardan gelen zincire halka olmanın gayreti içindeyiz.  Bursa Osmanlı Devleti’nin dibacesi… Ulu Cami ise gözlerin gönüllerin bayram ettiği bir mekân… Bu ruhaniyetli şehirde İslam sanatlarını devam ettirme gayreti içinde olmanın şükrünü eda etmeye çalışıyoruz.

İlginiz için teşekkür ederim.

Ben de teşekkür ederim İbrahim Ethem Bey

Kaynak: DÜNYA BÜLTENİ