Etiket arşivi: Arnavutköy

TARİHİN GİZLENDİĞİ HADIMKÖY TREN İSTASYONU

TARIHIN GIZLENDIGI HADIMKÖY TREN İSTASYONU

Yrd.Doç.Dr. Yonca Kösebay Erkan, Kadir Has Üniversitesi

 

GÜNÜMÜZDE HADIMKÖY

Hadımköy[1] günümüzde Arnavutköy ilçesine bagh olup Avcılar ve Kücukçekmece ilgeleri ile komşudur. istanbul’u Avrupa’ya bağlayan TEM otoyolunun kuzeyinde yer almakta ve Eşikinoz Vadisi içinde konumlanmaktadır (Karakuyu, 2008, 1).

Hadımköy Istanbul’u batıdan koruyan önemli askeri merkezlerden biri olma özelliğini 1959 yıhna kadar korumuş, bu tarihten sonra Kolordu nitelikliğindeki birlik, küçülerek Tugay birliğine dönüşmüştür (Karakuyu, 2008, 23). Askeri yapılardan Hadımköy Hastahanesi, demiryoluna yakm olarak konumlanmıştır. Hadımköy’ün merkez mahallelerini Hastane ve istasyon Mahalleleri oluşturmaktadır. Günümüzde Hadımköy önemli bir lojistik merkezi durumundadır. Bölgede bulunan önemli yapılar arasında Hadımköy Hastahanesi sayılabilir. gatalca Bölgesi Kumandanhk Merkezi olan Hadımköy’deki Hastahane, II. Abdülhamid döneminde 1887 temeli atılarak 1891 yıhnda tamamlanmıştır. Hastahane, Balkan Savaşı (1912), I. Dünya Savaşı ve ganakkale Savaşlan sırasmda önemi görevler üstlenmiştir. Bu yıllarda hastahanenin kapasitesinin yeterli olmadigı anlarda vagonlann koğuş olarak kullanıldigi bilinmektedir. Yapı 1927 yıhnda ?ikan bir yangınla tahrip olunca iki yıl kapah kalmış, onanldıktan sonra 1938 yıhna kadar kışla olarak kullanılmıştır. Bu tarihten sonra 1985 yıhna kadar orduevi olarak hizmet vermiştir (Özbay, 1981, 461-463). Yapmın 2005 yıhnda revir olarak hizmet verdiği bilinmektedir (Cifci, 2005, 216).

JSTASYONUN KONUM ÖZELUKLERJ

Günümüzde Kü?uk?ekmece istasyonu (23+897), gatalca istasyonu (61+673), Kabak?a istasyonu (74+460) yer almakta, Hadımköy istasyonu ise Ömerli-Yeşilbayır arasında inşa edilen tünelin 14 Kasım 1980 tarihinde hizmete aglmasıyla istasyon işlevini yitirmiştir (Karakuyu, 2008, 3). Günümüzde Hadımköy istasyonu’nda raylar görülmez. Ancak Hadımköyü, yalnızca bu niteliği ile yani 1980 yıhnda terk edilmiş kü?uk bir istasyon olarak hayal edenler, büyük bir aymazhk i?inde olduklannı bilmelidirler.

Hadımköy gatalca’ya bagh önemli yerleşmelerden biridir. gatalca’da yer alan inceğiz Mağarası bölgenin Traklar döneminden beri bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir (www.catalca.bel.tr). gatalca ‘nm Büyük iskender’in generallerinden Aya Metris tarafından kurulduğu ve buna bagh olarak Metris2 (Metron, Metraj, Metrai ) adı ile anıldigı bilinir. Bir diğer inancışa göre kentin admın Haniçe olduğunu belirtilirken, Krai Yağfur (Yekfur)’un kızı Haniçe’nin yaylagi olması nedeniyle bu ismi aldigını ve Krai tarafından burada bir kale yaptınldigi belirtir. Sözü edilen kalenin gatalburgaz kalesi olduğu tahmin edilmektedir.

Bizans döneminde Konstantinopol’u korumak için Bizans Imparatoru Anastasius tarafından 507-511 yıllan arasında gatalca’nın Karadeniz kıyısmdaki Evcik iskelesi (Plajından)’nden Silivri ilçesinin batısmdaki Kanncaburnu’na kadar uzanan surlan yaptırmıştır. Karadeniz ve Marmara kıyılan arasında uzan bu uzun sur duvannın bir bölümü halen ayaktadır. Aynı zamanda Konstantinopol’e su ihtiyacını sağlamak üzere inşa edilen su kemerleri Kurşun Germe ve Balh Germe Su Kemerleri o dönemden bugüne uzanan izlerdendir.

 

Çatalca’nın Osmanh himayesine geçmesi I. Bayezid zamanında olmuştur. Alanın stratejik niteliği her zaman önemini korumuş, 1865 yılmda Istanbul’un kazalanndan biri haline gelmiştir. Tanm alanı ve çayır niteliği, Istanbul’a bu ürünlerin pazarlanmasında etkin olmuştur. Aynca Bizans ve Osmanh Dönemlerinde gatalca’nm av alanı olarak rağbet görüdugu bilinmekte, bu özelliğini 20. yüzyıhn başlanna kadar koruduğu, yabancı elgi ve misafirlerin sıkhkla bu alanda, özellike Hadımköy Korusu’nda av yapmak igin izin talep ettikleri resmi belgelerden izlenebilmektedir3.

Ancak Osmanh imparatorluğu’nun 19. yüzyıhn ortalanndan itibaren toprak kaybetmesi, gatalca bölgesini Balkanlar’dan gelen göçmenler igin önemli bir iskan bölgesi haline getirmiştir. Bunun da ötesinde Cumhuriyet’in kuruluşuna kadar geçen dönemde aktif çatışmaların yapıldigi bir savaş alanı neteliğindedir. 1877-78 Rus Harbi yıllan sırasmda Ruslar ile, 1912 yıhnda Balkan Savaşı sırasında Bulgarlar ile çarpışılmıştır. Aynı yıllarda Yunan ve Fransız ordulannm bu bölgede karargahlan bulunmaktadır.

Bölge, Cumhuriyetin Kuruluşu’na kadar oldukça harektli yıllar geçirmiştir. 1909 yıhnda Sir William Mitchell Ramsay[2] ve eşi Lady Ramsey ingiltere’den istanbul’a yaptıklan bir seyahatte gatalca ve Hadımköy’ün o sıradaki durumunu bizlere aktarmaktadır. Seyahat 17 Nisan’da iskoçya’da başlayıp, Hamburg üzerinden Berlin’den trenle devam etmiştir. Ramsay ailesi 20 Nisan’da gatalca ve Hadımköy civanna ulaşılabilmiştir.

Geg ak§am üzeri, Qatalcada uzun saatler bekledikten sonra, bu ogleden soma Constantinople^ saat llde ulaşmş olması gereken Orient Express arkasmdaki Paris ve Ostend vagonlarıyla gelerek bizim trenin arkasma eklendi. Epey sonra gitmemize izin verilirken arkamızda bir trooop askeri treni Çatalcada bıraktık. Cunkü birlikler meğer burada tren değiştirmiyormuş da bir sonraki Hadem-Keuide değiştiriyorlarmis. Oroya ulaştgimzda, iki tabur asker gördük, acemi bir göztin tespitine göre tahminen toplam 800- 1.200 asker olmalıydılar.Sola doğru ilerliyorlardı, ileri saflarda yer alacaklarmis, ki bulunduğumuz noktadan toprak siperlergok uzakta olmayan siperlerini görebiliyordukd ancak orada görünen hie asker yoktu. Taburlar zaten bir miktar uzaktaydılar ve istasyon ve diğer yapılar onları trenden fotoğraflamayı olanaksız kılıyordu. Trenin Constantinoplee tarn gaz hareket edebileceği riskini alarak karimm fotoğraf makinasmı alıp da ha yakmdan fotoğraflarim gekmeye gittim. Burada ve her yerde serbestge istediğimiz kişinin veya yerin fotoğrafmi gekebiliyorduk. Kimse bizi bölmedi, aksine hepsi Hürriyet yanhsıydı ve saklayacak birşeyleri yoktu (Ramsey, 2005, 50).

1924 yıhnda gerçekleşen Mübadele ile bölgedeki Rumlar Yunanistan’a giderken, Yunanistan’ın Selanik, Naseliç, Drama, Serez, Demir hisar ve Langaza yerleşmelerinden çok sayıda göçmen bu bölgeye gelmiştir. 1923 tarihli bir beige Osmanh topraklanna gelen göçmenlerin durumunu gösterir. Mübadele, imar ve iskan Vekaleti tarafmdan coğrafi olarak sınıflanan on mıntıka halindeki gruplardan gatalca bölgesi, Istanbul Mıntıkasmda yer almış ve Istanbul’a gelen toplam 265091 kişinin 18759’unun gatalca’ya geldiği belirtilmiştir (Cengizkan, 2004, 28). Söz konusu kişilerden ancak 6045 kişisi iskan edilebilmiştir. Bu yıllarda bakanhk eli ile Osmanh Devleti, göçmen sorununa elden geldiğince eğilerek ilgili düzenlemeleri yapmıştır. Çok sayıdaki girişimden biri 1924 yılında göçmenlere nasıl arazi ve emlak dagitılacağı konusunda yayınlanan bir talimatnamedir (Cengizkan, 2004, 31).

Osmanh topraklanna gelen çok sayıdaki Müslüman gocmenlerin dışmda, Osmanh’ya sigman gruplar da mevcuttu. 1920-23 yıllan arasında Rusya’dan gelen mültecilerin sorunlanna , Amerikan Kızılhaç örgütünün bölgede kurduğu kamplarda sağlanan saghk ve bannma olanaklan merhem olmuştur. Amerikan Kızıl Haci Doğu Asya Müdürü Binbaşı Charles Claflin Davis[3]’in önderliğinde Hadımköy, Sancaktepe, Kabak?a ve gilingir’de mülteci kamplan kurulmuştur. Söz konusu kampların çevresi, istasyonlann durumu, kurulan barınaklar, hastaneler ve hatta mültecilerin bir günlük tayınlan bile fotoğraflarla belgelenmiştir.

Bölgedeki istasyonlar yukanda sözü edilen askeri, siyasi ve toplumsal olaylann büyük bir bölümüne tanıklık etmiştir. Bazı durumlarda insan ve mal taşınması, bazı durumlarda istasyon alanlannda muhacirlerin misafir edilmeleri, diğer başka zor anlarda ise vagonlann hasta yatakhanesi olarak kullanılması gerekmiştir. Hadımköy istasyonu ise bu olaylann merkezinde yer alır.

[1] TCDD I.Bölge Eğitim Miiclür Yardımcısı Saym Ruhan gelebi’ye desteği için çok teşekkiir ederim. Belediye kaynaklan Metris’in Osmanhca siper anlamma geldiğini ileri siirmektedir (www.catalca.bel.tr)

 

[2] BOA Tarih: 26/R /1310 (HicrT), Dosya No: 28, Gömlek No: 38, Fon Kodu:Y..PRK.B§K.ö  W.M. Ramsay (1851-1939) iskoç arkeolog ve Yeni Ahit Profesörii. Özellikle KLiciik Asya tarihi konusunda uzmanlaşmış, Oxford’da Klasik Sanat ve Mimarhk Tarihi Profesörlügii yapmıştır (www. en.wikipedia.org)

[3] Daha detaylı bilgi için bkz. Charles Claflin Davis Arşivi, Harvard Universitesi. Binbaşı gösterdiği üstün başandan ötürü 1921 yılında Osmaniye Nişanı ile ödüllendirilmiştir. BOA Tarih: 26/Ra/1340 (HicrT)ö Dosya No:74, Gömlek No:23, Fon Kodu: J..DUJT.

 

Şekil 1. Mültecilerin ekmek, kurutulmuş sebzeler, kuru et, çay, şeker ve tuzdan oluşan günlük tayınlar
Şekil 2. Hadımköy, Genel g6rünü§, 1921.
Şekil 3. Hadımköy istasyonu gevresi, 1921
Şekil 4. Hadımköy istasyonu 1921

KÜCUKÇEKMECE-ÇATALCA DEMİRYOLU NUN İNŞA SÜRECi

Rumeli Demiryolu, “Société Impériale des Chemins de Fer de la Turquie d’Europe” [Rumeli Demiryollan Şirket-i Şahanesi] adıyla 1870 yılmda Paris’te bir Fransız şirketi olarak kurulmuştur (Engin, 1993, 61). Baron Hirsch tarafmdan 1878 yılma kadar işletilmiş, bu tarihte şirket Avusturya himayesine geçerek Şark Demiryollan admı almıştır. 1889 yılmda Şark Demiryollan Almanlara devredilmiştir (Engin, 1999, 696). 1910 yılmda §irket bir Osmanh Anonim şirketi haline gelmiş ve Türkiye topraklannda kalan bölümü 1936 yılmda ulusalla§tınlmı§tır (Erkan, 2011, 42).   Rumeli demiryolunun Kücukçekmece – gatalca arası 21 Temmuz 1872 tarihli irade ile hizmete girmi§tir. Buna göre Sirkeci- gatalca arası 26 Ağustos 1872 tarihinden itibaren i§letmeye agılmı?, Konstantinople (Sirkeci), Yedikule- Makriköy (Bakırköy), San Stefano (Ye§ilk6y), Kü?uk?ekmece, Hadımköy ve gatalca istasyonlanndan olujmaktadır[1]. 25 Mart 1896 yılmda Bulgaristan Prensi Hadımköy istasyonu’ndan ge?erek Dersaadet’e gitmi§tir[2]. Söz konusu yıllarda bu bölge büyük oranda kırsal bir nitelik göstermekte, hayvanlann istasyon alanına sokulmaması konusunda uyanlar yapılmaktadır[3]. 1890 yılmda Hadımköy’den Yassıviran’a 12 km uzunluğunda bir dekovil hattı in§ası için güzergahm belirlenmesinde Erkan-ı Harbiye’den görevlilerin nezaret etmesi istenmi§tir[4].

[1] Bkz. 26 Ağustos 1872 tarihli Levant Herald Gazetesi, Chemin de Fer de la Turquie D’Europe Service de Voyageurs adlı ilan. Aynı gazetenin Ekim 1874 tarihli niishasında söz konusu istasyonlar KLicLikçekmece, Hadımköy, Qatalca, Kabakg, Sinekli, Qerkezköy olarak belirtilmiştir.

[2] BOA, Tarih: 11/L /1313 (HicrT) Dosya No:l Gömlek No:97 Fon Kodu: Y..PRK.OMZ.

[3] BOA, Tarih: 16/N /1310 (HicrT) Dosya No:8 Gömlek No:20 Fon Kodu: DH.MKT.

[4] Tarih: 18/L /1308 (Hicrî)1890-91 Dosya No:64 Gömlek No:70 Fon Kodu: MV.Tarih: 01/M /1309 (Hicrî) Dosya

No:53 Gömlek No:1 Fon Kodu: Y..MTV. Bkz. Şehbal Dergisi 14 Temmuz 1913

Şekil 5. Nakka§ Köyü Haritası. Ölçek 1/63.000 (Osmanhca baskı; renkli; 96×68, 92×65 cm.)

HADIMKÖY İSTASYONU

Demiryolu yapılanna ili§kin belirtilmesi gereken ilk konu terminolojiye aittir. istasyon, trenlerin durduğu alanın tamammı tarif ederken, bu alan içinde birden fazla yapı yer ahr. Bu yapılar bir istasyon alanında trenlerin yolcu ve yük ta§ımacıligmı gerçekle§tirebilmeleri için gerekli türn i§levlere cevap verecek çe§itliliktedir. Bunlar kamu kullanımma yönelik olanlar ile demiryolu çalı§anlanna yönelik olanlar olarak iki gruba aynlabilir. Halkın yararlandigi yapılar yalnızca yolcu binalanndan olu§maz; mallann indirileceği nhtımlar ve bunlarla ili§kili depo alanlan, helalar, büfeler olabiliriken, demiryolu çalı§anlannın kullandıklan yapılar arasmda ise en büyük bölümü çalı§anlann yaptıklan i§lerle tanımlanan lojman binalan oluşturmaktadır. Yani makasgınm kalacağı konut, tren şeflerinin kalacagi mekanlar, iscilerin bannacağı lojmanlar, demirciler, marangozlann ikamet ettikleri lojmanlar gibi. Lojmanlarla ilişkili olarak içme suyu kuyulan, temiz su kuyulan, kümesler, bahçeler de çalışanlarm yaşamlan igin gerekli alanlardır. Bir de trenlerin teknik olarak işletilmesinde yardımcı yapılar söz konusudur. Örneğin, buharh trenlerin galı$tınlabilmesi için kömür depolan, lokomotifin su ihtiyacı için gereken suyun depolandigı zeminden yüksekte planlanan su depolan, depodaki suyu lokomotife aktaracak olan su cendereleri, yanan kömürün küllerinin boşaltılacağı alanlar da istasyonlarda sıkca karşılaşılan birimlerdendir. Yük taşımachgı ile bağlantıh olarak vagonlardaki yükü tartan hidrolik tartılar, vagon yüksekliğini işaretleyen yükleme gabarileri teknik ekipman arasmdadır. Bunlann dışında lokomotif depolan, bakım depolan gibi yapılar önemli kavşak noktalannda yer alabilmektedir.

Elimizdeki Hadımköy’e ait 1/1000 ölgekli vaziyet planmda istasyonun 1891 yıh ile 1905 arasındaki gelişimi gözler önüne serilmektedir. Vaziyet planı üzerinde yapılan tanımlayan yazılar Almanca kaleme ahnmıştır (Bilindiği üzere Osmanh devleti nezninde demiryolu şirketlerinin dili Fransızca ve Osmanhca’dır. Ancak 20.yüzyıl başına ait belgelerde, yani Almanlann demiryolu inşaatlannda hegomonya elde ettikleri yıllarda üretilen planlarda Almanca’nın kullanılmış olduğu tespit edilmektedir. Bu planlann inşaatı yürüten Alman firmanın i? belgeleri mi olduğu yoksa Osmanh Devleti ile paylaşılan evraklarda Fransızca’nm yerini mi aldigı kesin değildir). Yapılar üzerinde kırmızı mürekkep ile bazı yapılann inşa, bazılannın ise yıkılma tarihi belirtilmiştir. Bu vaziyet planına göre istasyon sahasınm olduk?a değişken bir topografyaya sahip olduğu, belli noktalarda arazinin şev yaptigı görülmektedir.

Şekil 6. Hadımköy istasyonu Vaziyet Planı 1/1000

istasyon alanının yakın çevresinde askeri nitelikli yapılar dikkati çekmektedir. Hattın güney yakasında yolcu binasınm yanısıra Zaptiye Barakası ve bir hela görülmektedir. Buna karşm hattın kuzey yakasında farkh görevliler igin lojmanlann inşa edildiği görülmektedir. Lojmanlar arasmda bir bahçe düzenlenmiş olduğu dikkatlerden kaçmaz. Bu tiir bahçelere, lojmanların yaşam alanı olarak düşünüldugu, 20. yüzyıl başma ait istasyonlarda sıkca karşılaşmaktayız (Lüleburgaz istasyonu gibi). Hat boyunca kuzey batı yönünde ilerlendiğinde, hattın güney yakasında Kaiserlisches Magasin (imparatorluk Deposu) ve Kaiserlisches Telegrapheanant (imparatorluk Telgrafhanesi) olduğu belirtilmiştir. Sözü edilen istasyonun özellikle güney yakasınm askeri niteliği dikkat çekicidir.

Hattın Yolcu Binasınm bulunduğu güney tarafında, 1905 yılmda yıkıldigi belirtilen bir lojman ile bir hela yer almaktadır. Vaziyet planında yolcu binasınm gerisinde I ile işaretlenmiş yapı için Vermietheter Lagerplatz an Henri Bariola 240m (Henri Bariola[1]’ya kiralan depo) aciklaması yer almaktadır. Yolcu binasınm güneyinde Askeri Kumandanm Evi (Wohnung der Militaire Comandament) ve Hükumet Binalan (Regierungs Gebaude) olduğu görülür. I ile işaretlenmiş yapının güneyinde ise Bakal (Bakkal?) adı verilen 5 adet farkh boyutta bina yer almaktadır.

[1] Henri Bariola, 1883 yılmda Teselya Demiryollan hakkmda, 1885 yılmda ise Les Chemin de fer la Turquie d’Europe adlı kitaplan yazmıştır. Bu kitapta ek 4. yer alan belgede 1874 yılmda italyan bir heyetin Selanik Üskiip demiryollan hakkmda yazdigi rapor sunulmuştur. Burada Henri Bariola’nm kendine adma bir şirketi olduğu belirtilmiştir.

Şekil 7. Hadımköy istasyonu Vaziyet Planı, ÖI?ek 1/1000 Hattın kuzeyinde de bir Bakkal binası ve ekleri işaretlenmiştir.
Şekil 8. Lojman Binası, Plan, Ölçek:l/100

§ekil 8de görülen lojman binası, bu tür belgelerde görmeye ahşık olduğumuz bir şekilde lojmanın kime/kimlere ait olduğunun ipuglarmı verir. Yapının bir bölümü Zimmermanlara (Odacı) bir diğer bölümü ise Schmiedlere (Demirci) aittir. (Vaziyet planı üzerinde Schniedler ve Tischler (Marangoz) olarak belirtilmiştir). Ancak boyutlan itibariyle demircilerin daha fazla sayıda oda/mekana sahip olduklan görülmektedir. Odacılann yan tarafmda ise trenlere ait malzemenin depolandigi bir alan ile odun deposu yanında ise kümes (stall) yer almakta diğer yanındaki kiler ile odacılann konutu önünde bir avlu oluşturmaktadır. Bu tiir birimler, istasyon alanlanndaki domestik yaşam ihtiyaçlanna cevap vermektedir. Demircilerin de kendilerine ait bir kümesleri bulunmaktadır. Depo alanlannda, mevcut yapmın ahşap bir yapıya dönüştürülmesi yönünde kırmızı mürekkep ile revizyon yapıldigi anlaşılmaktadır.

§ekil 9. Yolcu Binası, I.Kat ve Giriş Katı Planlan, Ölçek:l/100

Vaziyet planmda bağımsız kat planlan ile görülebilen 1872 yıhnda inşa edilen yolcu binasınm onanm gördugü 1891 yılmdan sonra 1892 ve 1905 yıllannda genişletildiği, kırmızı mürekkeple işaretlenmiş ve tarihleri ile belirtilmiştir. Yolcu binasınm ilk hali 11.25 m uzunluğundaki ana bina yanındaki 8.1m uzunluğundaki kiler/depo alanmdan oluşmaktadır. Buna göre ana bina iki bölümden oluşmakta, ilkinde üst kata erişim sağlayan merdiven ve büm, iki açıkhkla geçilen diğer bölüm ise bekleme salonu olarak planlanmıştır. Daha sonra 1892 yıhnda bekleme salonunun yanında I. ve II. Smıf bekleme salonu ile Haremlik bekleme salonundan oluşan 4.5 m genişliğinde bir ek yapılmistır. Yolcu Binasınm bu ana birimi yanındaki kiler/depo alanı da üçe bölünerek §eflerin (Chefs), tren müdürleri (Bahnmeisters) ve istasyonun kullanımma aynlmıştır. 1905 yıhnda bu birimin diğer yanma 4.4m genişliğinde bir ek yapılarak (Makasçı Lojmanı olarak) bu bölüm geni§letilmi§tir. Daha ileriki bir tarihte ise bu birimin yanma 4m genişliğinde bir ahşap bir ek ilave edildiği anlaşılmaktadır.

Yolcu binasmın ana biriminin I. Katı lojman olarak kullanılmaktadır. list katta merdivenin bir kolu üzerinde tuvalet yer almaktadır. Merdivenin sırasmda yer alan iki oda Bahnmeisterlerin, karşısmdaki sırada yer alan üç oda ise istasyon §eflerine aittir. Kiler/deponun üzerine denk gelen kısım eşya deposu olarak kullanılmakta, bu alanm içinde bir bölme ile aynlmış olarak istasyon eleven(?) konutu yer almaktadır. Eşya deposunun hem hat yönünde hem de arka cephede birer nhtımı bulunur. Hat yönündeki nhtımın genişliği 1.85m iken diğeri oldukça dardır. Bu nhtımlara altı basamak ile çıkılmaktadır. Deponun her iki cephede yük geçişine olanak tanıyan boyutlarda birer kapısı bulunmaktadır.

Hattın giiney yakasmda kücuk birer yapı olmakla birlikte bir Hela ve Zaptiye Barakası kagir olarak inşa edilmiş yapılardır. Hela kadın/erkek olmak üzere sırt sırta yer alan iki birimden oluşur. Boyutlan 3.56m x 2.72mdir. Zaptiye barakası ise bir köşesinde ocagm yer aldigı 5.09m x 4m boyutlannda bir yapıdır.

Şekil 10. Bahnerhaltung Konutu ve işçi Lojmanı, Planlan, Ölçek: 1/100

Sözü edilen belgede kat planlanyla belirtilmiş olan bir diğer yapı Bahnerhaltungun Konutu (Trenlerin bakımını yapan kişi) başhgını taşımaktadır. Bu yapı da hattın kuzey yakasmda konumlanmıştır. Konut olarak kullanılan 10.4m x 8.27m boyutlannda iki kath kagir bir birimin yanmda kagir tek kath ahır, çamaşırhane, odun deposu ve bir avludan oluşan yardımcı birimler yer ahr. Bu tür kendi avlusu olan bir yapı kentsel bölgelerde karşımıza cikmaz. Konut olarak kullanılan diğer birim Tren Müdürü (Bahnmeister) ve Katip (Schreiber) için iki bölümden oluşur. Her birimin kendine has mutfağı bulunur. Katta, merdiven sahanhgma yerleşen tek bir tuvalet vardır. list katta ise bir yaşama birimi, bir oda ve bir büm mekanı ile bir mutfak ve bir tuvalet yer almaktadır. Aynca kısmi bir bodrumu bulunmaktadır.

Aynca 8.35×6.30m boyutlannda kagir iki kath bir işçi lojmanı kırmızı mürekkep ile çizilmiş ve yapım yıh olarak 1901 tarihi belirtilmiştir. Bu yapınm giriş katmda bir oda ve mutfak, üst katta ise iki oda yer almaktadır. Konutun tuvaleti yine merdiven altında cozülmustür.

Demiryolu yapılan inşa edildikleri dönemden günümüze gelene değin siirekli değişim geçirmişlerdir. Mevcut duruma bakarak bu değişimin izleri yalnızca kısmen izlenebilmekte, yapınm özgiin durumuna ilişkin kesin yargılara vanlamamaktadır. Bunun nedeni, özgün mimari dilin tekran olacak şekilde yapılann eklerle geliştirilmiş olmasıdır. Bu durumda özgün mimari çizimlerin varhgi, yapılann gegirdikleri evrimi anlamamıza büyük katkı sağlamaktadır.

Yapı günümüzde lojman olarak kullanılmaktadır. Yolcu Binası işlevini uzun zaman önce yitirmiştir. Mevcut rölöve üzerinde 1891 öncesi ve 1892 yılmda yapılmış olan ekleri yapı üzerinde hala izlebiliyoruz. Ancak yapınm her iki yanına inşa edilmiş yeni ekler de olduğu gözlenmektedir. Ancak bu eklerin 1958 yılmdan önce yapıldigi bilinmektedir.

SONUÇ

işlevini yitirmiş olan Hadımköy istasyonunda günümüzde dokuz adet tescilli yapı dikkati çekmektedir. Bunlar, yolcu binası, mal deposu, yatakhane, istasyon şefinin lojmanı, kısım şefinin lojmanı, baş memur lojmanı, iki adet lojman, yol çavuşu ve baş manevracı lojmanından olarak adlandınlan yapılardır. Edinilen bilgiler, Hadımköy istasyonunun Arnavutköy Belediyesi tarafından bir kültür kompleksi haline çevrileceğidir. Bu amaçla mevcut tescilli yapılann korunarak işlev değiştireceği, bunun yanısıra çağdaş yapılar ile alanın uygun işleve kavuşturulacağı belirtilmektedir.

Demiryolu yapılan, özellikle Hadımköy istasyonu gibi tarihten önemli izler taşıyan alanlar, bu misyona uygun şekilde işlevlendirilmelidir. Söz konusu yapılar günümüzde hala oldukça sağlam durumda olmalanna rağmen, insanın devreden cikmasıyla hızla tahrip olabilmektedir. Ancak insanın devreye girmesi, doğanm tahrip hızınm çok ötesinde zararlara neden olmakta, bizleri toplu(msal) hafıza kaybma itebilmektedir. Koruma/kullanma dengesi, tarihi ön plana cikaracak şekilde gözetilmeli, uluslarası kuruluşlann benimsediği ve örnek gösterdiği kriterler ışigında ele ahnmadır. Önemli bir demiryolu mirası kabul edilen Hadımköy istasyonu, kadınlann-erkeklerin, milletlerin-muhacirlerin, prenslerin-sultanlann, askerlerin-çocuklann, hastalann-şehitlerin, savaşın ve banşın kesişim noktası olmuştur. Anılan proje hayata geçecek olursa, bu değerli kültürel peyzaj alanmda yer alan Hadımköy demiryolu yapılannın Kültür Kompleksi olarak gelecek nesillerin yükselmesine olumlu katkılan olması ümidiyle…

Şekil 18. Yolcu Binası içinde merdivenin yanındaki su pompası

KAYNAKÇA

BARIOLA, H. (1885), Les Chemin de fer la Turquie dEurope.

CENGIZKAN, A. (2004) Miibadele Konut ve Yerleşimleri, ODTÜ Yayınlan, Ankara.

ENGiN, V. (1993), Rumeli Demiryolları, Eren Yayınlan, Istanbul.

ERKAN, Y. (2011) 20. Yüzyıhn Başında Lüleburgaz Tren istasyonu, METU JFA, 2011/1 (28:1), 177-190.

ERKAN, Y. (2007) Anadolu Demiryolu çevresinde Gelişen Mimari ve Korunması, Yayınlanmamış Doktora Tezi, iTU Fen Bilimleri Enstitüsü, Istanbul.

KARAKUYU, M. (2008) Hadımköy; Bejeri ve Ekonomik Coğrafya Özellikleri ve Kentlejme Süreci,

Hadımköy Belediyesi Bilimsel Kültür Yayınlan, istanbul.

RAMSEY, W.M. (2005), The Revolution in Constantinople and Turkey: A Diary, Elibron Classics.

www.catalca.bel.tr

www. en.wikipedia.org

Rum kilisesinden Osmanlı Camii’ne…

Rum kilisesinden Osmanlı Camii’ne…

Şehir plancısı ve restorasyon uzmanı Erhan Uludağ ile Arnavutköy’deki Osmanlı Camii’nin hikayesi üzerine hasbıhal ettik

İbrahim Ethem Gören/ Dünya Bülteni – Kültür Servisi

Arnavutköy, Osmanlı döneminde bir zamanlar İstanbul’daki gayrimüslimlerin, Rum tebaanın oturduğu mekânlar arasında… 1923 yılında Yunanistan’la yapılan nüfus mübadelesinin ardından Arnavutköy bölgesindeki Rum halkı Yunanistan’a giderken; Yunanistan’da yaşayan Müslüman Türklerin bir bölümü de buraya yerleşmiş. Mübadele neticesinde bölgede Rum halkı kalmayınca cemaatsiz kalan kiliseler de camiye dönüştürülmüş.

Bu mülakatın öznesinde mezkûr süreçte kiliseden camide dönüşen Arnavutköy Osmanlı Camii’nin restorasyonu yer alıyor…

Yaptığı çalışmalar ve hayata geçirdiği projelerle özellikle Balkanlardaki cami, mescit, türbe, medrese ve sebil gibi Osmanlı eserlerinin restorasyonu konusunda uzmanlaşan şehir plancısı ve restorasyon uzmanı Erhan Uludağ ile Osmanlı Camii’nin hikayesi üzerine Taksim’deki ofisinde hasbıhal ettik.

İbrahim Ethem Gören: Osmanlı Camii’nin nasıl bir hikâyesi, geçmişi var?

Erhan Uludağ: Osmanlı Camii aslında bir kilise yapısıdır. Yazılı ve görsel kaynaklarda yapı ile ilgili yeterli bir bilgi bulunmamaktadır. Günümüze ulaşıncaya kadar yapı değişik işlevlerde kullanılmıştır. Hatta bir dönem kışla olarak kullanılan bina 1991 yılında kuzeybatı köşesine minarenin eklenmesi ile cami olarak kullanılmaya başlanmıştır. Yapıyı cami olarak işlevlendirilmek ile hem halka hizmet eden hem de yaşayabilen bir merkeze dönüşmüştür. Çünkü eski eserler her ne kadar restorasyonlarla onarım geçirse bile eğer işlev verilmez ise yalnızlığa terk edilirse eski bakımsız günlerine geri dönmeye mahkûmdur.

Kilise dediniz… Kilisenin ismi ve mimarı hakkında neler biliyorsunuz?

Yapı ile ilgili araştırma sürecinde herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. Bu nedenle yaptıran kişi ve mimarı bilinmemektedir.

ARNAVUTKÖY İSTANBUL İÇİN STRATEJİK BİR NOKTADIR

Gayrimüslim tebaa İstanbul’da daha çok Şişli, Pangaltı ve Taksim bölgesinde yaşamış. Rumların, Arnavutköy gibi az önce isimlerini andığımız semtlere nazaran “taşra” olarak adlandırılabilecek bir muhite gelmelerinin özel bir nedeni var mı?

Arnavutköy İstanbul’un stratejik bir noktasıdır. Arnavutköy tarihi içerisinde tarihi yarımada, galata, Beyoğlu gibi diğer semtlere göre öne çıkan bir yer olmamasına karşı Osmanlı için özellikle askeri savunma, lojistik açısından çok önemli bir noktada idi. O nedenle de Hadımköy tren istasyonu yapılmıştır. İstanbul’u batıdan gelecek saldırılara karşı koruyan, oradan gelecek tehlikeleri önleyen ilk giriş noktasıydı Arnavutköy. Bununla birlikte Osmanlı’da bu kadar önemi olan bir noktada o dönemin en önemli ulaşımının dahi gittiği bir yerde askeri birliklerin yanında ticaretin de geliştiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Ulaşım ile birlikte batıdan gelen ya da İstanbul’dan gelen Türk ve Gayrimüslimlerin yerleşme noktalarından birini oluşturduğu kesindir. Zaten Arnavutköy adı, geçmişte burada yaşayan Arnavut asıllı birinden gelmektedir. Arnavutköy’deki gayrimüslim nüfus, 1923 yılında Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan Nüfus Mübadelesi Anlaşması sonrasında değişmiştir. Önceleri, çoğunlukla Rumların yaşadığı bölgeye, mübadele ile birlikte Yunanistan’ın Drama İli’ndeki Türkler yerleştirilmiştir.

Osmanlı öncesinde Cenevizlilerin olduğu bölgede eski adı İmberin veya Emberin olan Boğazköy hakkındaki en eski tarihi belge ise 1497 tarihli tapu tahrir defterlerindeki kayıtlara göre Boğazköy küçük bir Rum köyüdür. 1553 tarihli tapu tahrir defterlerinde ise, buranın 2. Beyazıt’a ait vakıf arazisi olarak kayıtlı olduğu görülmektedir.

BOĞAZKÖY, SELİMPAŞA VE SİLİVRİ’DE DE CAMİYE DÖNÜŞTÜRÜLEN KİLİSELER VARDIR

Bölgede o dönemde başka kiliseler mevcut muymuş?

Bölgede eski Rum köyü olan Boğazköy’de kiliseden dönüştürülen bir cami vardır. Bunun dışında Aynı bölgede olmasa bile yine Gayrimüslimlerin yaşadığı yakın çevredeki Selimpaşa ve Silivri’de de daha sonradan camiye çevrilen kilise yapıları vardır.

Kilisenin camiye dönüştürülmesi nasıl ve hangi yılda olmuş?

Mübadele ile bölgedeki gayrimüslim nüfus azalmış ve Türk nüfus bölgede artmıştır. Bir süre boş kalan yapı daha sonra kışla olarak kullanılmıştır. Sonrasında uzun bir süre boş kalmıştır. Bu dönemde yapı harap duruma gelmiştir. Türk ve Müslüman nüfusun artması bölgedeki cami ihtiyacına sebep olmuştur. Bölge halkının gayretleri ile 1991 yılında yapının kuzeybatı köşesine eklenen minare ile camiye çevrilen yapının tekrar yaşama dönmesi sağlanmıştır.

Şantiyeyi kurduğunuzda bina ne durumdaydı? Kiliseden geriye neler kalmıştı?

Şantiye kurulduğunda cami olarak kullanılan yapıda cami işlevinden dolayı bir takım değişikliler yapıldı. Esere eklenen minare en önemli yeni müştemilattır. Bunun dışında tepe pencereli fil gözü şeklinde tanzim edilmiştir. Apsisteki niş kapatılarak imam odası olarak işlevlendirilmiştir. Kiliselerde görülen ahşap tonoz tavan bölümü alt kottan pvc levhalar ile kapatılarak düz tavana çevrilmiştir. Kadınlar mahfili planı değiştirilerek hareme doğru büyütülmüştür. Kadınlar bölümü zemin döşemesi tamamen betonarmeye çevrilerek özgünlüğünü kaybetmiştir. Pencereler pvc malzemeden yapılarak formları değiştirilmiştir. Camiinin dernek odası olarak kullanılan güneybatı köşesindeki odanın özgününde üst kata çıkış sağlayan merdiven yerinde yoktu. Buranın simetrisindeki mekânda bulunan merdiven betonarme olarak yakın dönemde yapılmış olup özgün formunda değildir.

KİLİSEDEN DÖNÜŞTÜRÜLEN CAMİLERDA KIBLENİN TAYİNİ VE MİHRABIN YERLEŞTİRİLMESİ ÖNEMLİ BİR ÇALIŞMADIR.

Daha önce benzer çalışmalar yaptınız mı? Kiliseler camiye nasıl dönüştürülüyor? Kilise ve müştemilatlarında hangi türden değişiklikler yapılıyor?

Kilise ve kiliseden camiye çevrilen bir çok yapının röleve, restitüsyon ve restorasyon projelerinin hazırlanması konularında daha önceden çalışmalar yapmıştık. Bu çalışmalarda kiliselerin camiye çevrilmesindeki esas değişiklik çan kulelerinin yıkılarak yerine minare yapılması olduğu tespit edilmiştir.

Kiliseden dönüştürülen camilerde kıblenin tayini ve mihrabın yerleştirilmesi önemli bir meseledir. Bu değişiklik dışında kıble yönüne uygun olarak mihrap yerleştirilmekte; minber ve vaaz kürsüsü konmaktadır.

Özellikle Osmanlı mimarları, kiliseler camiye çevrilirken yapının mozaik ve fresklere korumacı bir tarzla yaklaşmıştır.

ŞU ANDA MÜZE OLARAK KULLANILMAKTA OLAN KARİYE KİLİSESİ 16. YÜZYILDA CAMİYE DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞTÜR

Şu an uygulamasını yapmakta olduğumuz Kariye Müzesi de bildiğiniz üzere kilise iken Osmanlı döneminde 16. yüzyılda camiye çevrilmiştir. 14. yüzyılda Khora sanat akımını başlatan yapı içerisindeki mozaik ve fresklerin 1880 yılındaki fotoğraflarda büyük bir bölümünün açık olduğu, üzerinin kapatılmadığı görülür. Yapılan kapatmalarda da alçı sıvanın alt kısmına özel bir boya sürüldüğü ve boyanın üstteki katmanın mozaiklere hasar vermeden sıvanın alınmasını sağlamak için olduğu görülmüştür. Naostaki mozaikler de ahşap kapaklarla kapatılmıştır. Atalarımızın korumadaki hassasiyetlerini yine 1991 yılında camiye çevrilen Osmanlı Camii’nde de görüyoruz.

Osmanlı Camii’nin mimari özelliklerinden bahseder misiniz?

Hay hay. Eser avluda ilk yapımında kilise olarak inşa edilmesi dolayısıyla doğu istikametinde konumlanmıştır. Dikdörtgen plan şemasına sahip yapının doğu cephesinde apsis çıkmasını görmekteyiz. Bina, cephe düzeninde cephede alt kotlarda kemerli, üst kotlarda düz taş söveli, denizlikli ve demir parmaklıklı pencere düzeneklerinden oluşmaktadır. Güney ve kuzey cephelerinde de sağ ve solda bulunan odalara giriş kapıları bulunmaktadır.

YAPININ TİPOLOJİK ÖZELLİĞİ AHŞAP TONOZLU TAVANIDIR

Yapı, köşelerde düzgün kesme taş, genelde kaba yontu taş ile inşa edilmiştir. Ön cephe düzenine baktığımızda da orta aksta kemerli taş söveli, üstte üçgen alınlığı bulunan ana giriş kapısı ile iç hacme girilmektedir. Birinci kat kotunda taş saçak silmesi ile dönen, bu kotun üzerinde doğu ve batı cephelerinde üçgen alınlar bulunmaktadır ve kilise tipolojisinde bulunan gül pencere diye tabir ettiğimiz yuvarlak pencereler yer almaktadır. Plan şemasında bazalikal düzende yapılan yapıya giriş ve iki yanda odalarla bölümlerden geçilebilmektedir. Apsis, orta aksın bir yanında beş tanesi tüm, iki tanesi de giriş kısım duvar üzerine oturan toplamda 14 adet sütun kemerli sistemle çatıyı taşımıştır. Dışarıdan kırma çatı olarak gördüğümüz yapının çatısı iç hacimde ahşap tekne tonoz tavan olarak uygulanmıştır. Çatı makaslar ve de kaburga sistemle kurgulanmıştır. Yapının en tipolojik özelliklerinden biri de ahşap tonozlu tavanıdır. Giriş üzerinde bulunan mahfil katı vardır. Bu mahfile giriş iki yan odadan çıkılmaktadır.

Camiinin iç tezyinat unsurları nelerdir?

Yapı içerisinde sütun ve duvar yüzleri yakın zamanda çimento harç ile yenilendiğinden yapılan kalem işi raspalarında özgün kalem işine rastlanmamıştır. Bu nedenle de restorasyonda yapının özgün kurgusunu bozmamak adına kalem işi programı uygulanmamıştır. Sütun ve kemerlerdeki sıvalar dışında genel olarak beton sıva uygulanmıştır.

RESTORASYONDA AMAÇ YENİ BİR ESER YAPMAK DEĞİLDİR

Bu hususta başka neler söylemek istersiniz?

Uygulama süreci bizim açımızdan çok keyifli ve verimli geçmiştir. Osmanlı asırlarına tarihlenen bir eserinin yok olmaktan kurtulup işlev değişikliği ile onarılarak gelecek kuşaklara cami taşınmasına aracı olmak bizim için büyük bir mutluluk kaynağıdır.

Restorasyon ilkelerine uygun olarak yapının özgün dönemine saygılı bir şekilde onarımını gerçekleştirmiştir. Özgün ahşap tanzimli tonozu açığa çıkarılmış ve yenilenmiş, betonarme minaresi sökülerek yığma sistemde ve uygun ebatlarda yeniden yapılmış, pencere sistemleri yenilenmiş, özgün olmayan Kadınlar Mahfili betonarme döşemesi sökülüşmüş, alttan çıkan veriler ışığında ahşap karkas sistemde yenilenmiştir. Yine özgün plan şeması dikkate alınarak batı cephesindeki iki köşe mekânda yer alan merdivenler ahşap sistemde yenilenmiştir. Tüm bu çalışmalar yapının özgün durumuna uygun ve saygılı bir yaklaşım sonucunda yapılmıştır.

Restorasyonda amaç yeni bir yapı yapmak değil esere belli kurallar çerçevesinde yapılması gereken onarımını gerçekleştirerek gelecek kuşaklara taşımaktır. Bizler de Osmanlı Camii özelinde bunu başardığımız inancındayız.

İlginiz için teşekkür ederim.

Alakanız için ekibim adına ben teşekkür ederim İbrahim Bey.

Kaynak: Dünya Bülteni